Standard Chartered Bank, stablecoin’ler hariç tokenize gerçek dünya varlıklarının (RWA) piyasa değerinin 2028’e kadar 35 milyar dolardan 2 trilyon dolara çıkarak yaklaşık yüzde 5.600 oranında büyüyeceğini öngörüyor.
Stablecoin’ler zemini hazırladı
Banka’nın Dijital Varlık Araştırmaları Başkanı Geoffrey Kendrick, perşembe günü yayımladığı raporda, stablecoin’lerin farkındalık, likidite ve zincir üzeri borçlanma–ödünç verme süreçleri sayesinde diğer varlık sınıflarının da blok zincirine taşınmasının önünü açtığını belirtti. Kendrick’e göre para piyasası fonlarından (MMF) hisse senetlerine kadar birçok finansal enstrüman artık zincir üzerinde işlem görebilecek ölçekte olgunlaştı.
Ethereum öne çıkıyor
Kendrick, bu büyümenin “büyük çoğunluğunun” Ethereum üzerinde gerçekleşmesini bekliyor. Ethereum’un 10 yılı aşkın süredir kesinti yaşamadan faaliyet gösterdiğini hatırlatan uzman, “Diğer ağların daha hızlı ya da ucuz olması bizim açımızdan önemsiz” ifadelerini kullandı.
Tokenizasyonun kapsamı genişliyor
Tokenizasyon, geleneksel varlıkların blok zinciri üzerinde dijital token’lara dönüştürülmesi anlamına geliyor. Bu sayede varlıkların küresel ölçekte daha kolay alınıp satılması ve takas edilmesi mümkün hale geliyor. Kendrick’e göre, 2028 itibariyle 2 trilyon dolarlık tokenize varlık piyasasının en büyük kısmını tokenize para piyasası fonları ve borsada işlem gören hisseler oluşturacak.
Pazar dağılımı: Fonlar ve hisseler başı çekecek
Kendrick, “Bu 2 trilyon doların 750 milyar dolarlık bölümünün stablecoin kullanan şirketlerin yönlendireceği tokenize para piyasası fonlarından, 750 milyar dolarlık kısmının ise ABD düzenlemelerinin netleşmesiyle ivme kazanacak tokenize hisselerden geleceğini öngörüyoruz. Tokenize fonların 250 milyar dolar, özel sermaye, emtia, şirket tahvili ve gayrimenkul gibi daha az likit varlıkların ise kalan 250 milyar doları oluşturmasını bekliyoruz,” dedi.
DeFi büyümesini stablecoin likiditesi destekliyor
Kendrick, merkeziyetsiz finansın (DeFi) ilk yıllarında ağırlıklı olarak kripto yatırımcılarının kendi aralarında işlem yaptığını belirtti. Ancak stablecoin’lerin sağladığı likiditenin, zincir üzerindeki kredi ve borç piyasalarını farklı varlık sınıflarına genişlettiğini söyledi.
Kendrick, “Stablecoin’ler, DeFi’nin yaygınlaşması için üç temel zemini hazırladı: artan farkındalık, zincir üzeri likidite ve itibari paraya endeksli ürünlerde borçlanma–ödünç verme imkanı” ifadelerini kullandı.
Kendrick’e göre DeFi’nin geleneksel finansı (TradFi) dönüştürebileceği iki temel alan borç verme ve tokenize varlık piyasaları. Kendrick, “Tokenize RWA’ların merkeziyetsiz borsalarda (DEX) işlem görmesi, geleneksel borsalar için ciddi bir rekabet yaratabilir” dedi. Kendrick, likiditeyle birlikte yeni ürünlerin ortaya çıktığını, yeni ürünlerin de daha fazla likiditeyi tetiklediğini belirterek, “Kendi kendini besleyen bir DeFi büyüme döngüsünün başladığını düşünüyoruz” ifadesini kullandı.
Düzenleyici netlik büyümeyi hızlandıracak
ABD’de Temmuz 2025’te yürürlüğe giren GENIUS Act yasası, stablecoin’ler için kapsamlı bir düzenleyici çerçeve oluşturarak hem bireysel hem de kurumsal benimsemeyi hızlandırdı. Kendrick’e göre bir sonraki önemli adım, 2025 sonu veya 2026 başında yasalaşması beklenen Dijital Varlık Piyasası Şeffaflık Yasası (Clarity Act) olacak. Bu düzenlemeler, varlık tokenizasyonu, DeFi kredi piyasaları ve merkeziyetsiz ticaretin meşruiyetini daha da güçlendirecek.
En büyük risk: Düzenleyici belirsizlik
Kendrick, Clarity Act yürürlüğe girmese bile ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ile Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu’nun (CFTC), yasanın hedefleri doğrultusunda hareket etmesi halinde 2026 ortasında daha net kuralların oluşabileceğini ifade etti. Ancak uzman, olası bir risk olarak düzenleyici sürecin siyasi nedenlerle gecikmesine dikkat çekti: “Yönetim, Kasım 2026 ara seçimlerinden önce bu değişiklikleri hayata geçiremezse düzenleyici belirsizlik sürebilir.”

 
		
 
									 
					

 
 
