Bitcoin, kurumsal finans dünyasının giderek artan ilgisiyle bir dijital varlık olmaktan çıkıp, uzun vadeli stratejik rezerv ve finansal yapıların temel taşı haline geldi. Bu dönüşümde öne çıkan iki isim olan Michael Saylor ve David Bailey, Bitcoin’i farklı yaklaşımlarla benimseyerek, her biri kendi stratejileriyle kurumsallaştırmaya yönelik önemli adımlar atıyor. Bu yazıda Saylor’ın “hodl” stratejisi ve benzersiz yatırım modelinden, Bailey’nin kurumsal Bitcoin hanedanı kurma vizyonuna kadar geniş bir perspektifle iki farklı yolun detaylarını inceleyeceğiz.
Michael Saylor’ın Bitcoin stratejisi: Ekonomik ölümsüzlüğe yolculuk
Michael Saylor, Bitcoin’e olan inancıyla 2020’de başlayan cesur yatırımlarıyla dikkat çekti. O günden itibaren MicroStrategy, yeni adıyla Strategy, Bitcoin yatırımlarını kurumsal stratejinin merkezine koydu. Şirket, Mayıs 2025 itibariyle yaklaşık 580.250 Bitcoin’e sahip olarak dolaşımdaki toplam arzın %2,7’sine denk gelen devasa bir pozisyon oluşturdu. Sadece Mayıs ayında 4.020 Bitcoin daha alınarak yaklaşık 427 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirildi. Bu yatırım yönteminde Saylor, tercih ettiği finansman yöntemi olan “öncelikli hisse senedi” ihraçlarıyla sermaye artırımı yaparak Bitcoin alımını finanse ediyor.
Saylor, Bitcoin’i “mükemmel sermaye” olarak nitelendirirken, onu “ekonomik ölümsüzlük” kavramı ile ilişkilendiriyor. Bitcoin’in uzun vadede geleneksel varlıklara ve itibari para birimlerine kıyasla daha üstün performans göstereceğine dair inancı yatırımcılar tarafından da büyük takdir görüyor. Mart ayında düzenlenen Bitcoin Atlantis konferansında ortaya koyduğu vizyona göre Bitcoin gelecekte bankalar, devletler, şirketler ve hatta yapay zeka sistemleri tarafından küresel bir yerleşim ağı olarak kullanılacak. Bu öngörü beklentileri daha da yükseltiyor. Bu stratejik model, bazı yatırımcıların Strategy hisselerini bir Bitcoin borsa yatırım fonu (ETF) gibi değerlendirmesine, diğerlerinin ise BTC yükselişinde daha da yüksek kazanç elde etme beklentisine yol açıyor.
Hodl stratejisini savunan Saylor, Bitcoin’in volatil piyasa koşullarında bile uzun vadeli tutulmasının önemine vurgu yapıyor. “Hodl,” yani “Tut” ifadesi, 2013’te bir yazım hatasından doğan ve bugün Bitcoin’i elinde tutmanın, piyasadaki ani dalgalanmalardan etkilenmeksizin uzun vadeli değerin korunacağı inancını simgeleyen bir terim haline geldi. Saylor’un stratejisi kısa vadeli işlemlerin risklerini minimize ederken, Bitcoin’in yıllar içerisinde değer kazanacağı varsayımına dayalıdır. Bu yaklaşım, kısa vadeli kayıpları minimize eden ve piyasadaki panik satışlarını önleyen davranışsal finans prensiplerine de dayanıyor. Araştırmalar, piyasalarda “kayıp korkusu” nedeniyle yatırımcıların aceleyle satış yapma eğilimi gösterdiğini ortaya koyuyor.
David Bailey’nın Bitcoin hanedanı: Dinamik, çok yönlü ve kurumsal yaklaşım
Öte yandan Bitcoin dünyasında medya ve finansın kesişim noktasında yer alan David Bailey çok daha farklı bir strateji benimsiyor. Bitcoin Magazine ve BTC Inc CEO’su olan Bailey, kripto para ekosisteminde yıllardır aktif rol oynadıktan sonra şimdi sermaye piyasaları, danışmanlık şirketleri ve halka açık kurumları bir çatı altında toplamak için önemli bir hamle yaptı. Nisan 2025’te Bailey’nin yatırım şirketi Nakamoto Holdings, halka açık KindlyMD ile birleşerek piyasada anında 710 milyon dolarlık sermaye topladı. Bu sermayenin büyük bir bölümü kendi Bitcoin rezervini oluşturmak üzere BTC’ye dönüştürülecek.
Bailey’nin hedefi sadece Bitcoin tutan bir yapı kurmak değil. Aynı zamanda medya, bankacılık ve danışmanlık alanlarını entegre ederek Bitcoin’in kurumsallaştırılmasını sağlayan, çok yönlü bir holding oluşturmaktır. Bu model geçmişte Rothschild, Rockefeller ve Morgan gibi finans hanedanlarının izlediği yolda, finansal altyapı, politik erişim ve nesiller boyu süren varlık yönetimi prensiplerini andırıyor. Bailey gerektiğinde Bitcoin’i piyasa zirvelerinde satarak hisse geri alımı, satın alma veya portföyün yeniden yapılandırılması gibi stratejik hamleler yapmayı planlıyor. Böylece BTC başına değeri artırmayı hedefleyen dinamik yapısı, Saylor’un daha statik, biriktirme ve “hodl” odaklı stratejisinden ayrışıyor.
Kurumsal Bitcoin stratejilerinde iki farklı noktanın buluşması
Her iki stratejide de ortak nokta, Bitcoin’in sadece kısa vadeli bir yatırım aracı olmaktan çıkıp kurumsal finans dünyasında kalıcı ve stratejik bir rezerv haline gelmesidir. Saylor’ın şirketi Strategy, büyük ölçekli birikim ve volatiliteye rağmen değer artışını hedeflerken, Bailey’nin Nakamoto Holdings’i çok yönlü bir kurumsal yapı inşa etmeye odaklanıyor. Bu iki farklı yaklaşım, Bitcoin’in zaman içinde finans dünyasında nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları sunuyor.
Kurumsal şirketlerin Bitcoin’e olan ilgisinin artmasıyla birlikte, 2025 verilerine göre şirketlerin elinde tuttukları BTC miktarı 2020’ye göre %580 oranında arttı ve toplam Bitcoin arzının %3,6’sına ulaştı. Mayıs 2025’te GameStop’un yaklaşık 513 milyon dolar değerinde 4.710 BTC satın alması, Trump Media & Technology Group’un 2,5 milyar dolarlık sermaye artışıyla Bitcoin rezervi oluşturma planı, aynı dönemde Fransız The Blockchain Group’un 580 BTC alarak toplam varlığını 620 BTC’ye çıkarması gibi gelişmeler, büyük kurumsal oyuncuların bu stratejileri benimsemeye başladığının sinyallerini veriyor.
Kurumsal finans dünyasında Bitcoin’in geleceği
Kurumsal yatırımcılar, Bitcoin’i uzun vadeli stratejik bir rezerv olarak görmekte ve şirket bilançolarında tutulan BTC miktarını giderek artırmakta. Stratejik rezerv olarak kabul edilen Bitcoin, mevcut dolaşımdaki arzın sınırlı olması ve kurumsal ilginin artmasıyla birlikte fiyat üzerindeki baskıyı da artırmaktadır. Yatırımcılar, Bitcoin’in gelecekte küresel finansal altyapının temel taşlarından biri haline geleceği inancıyla hareket ederken, bu durumu destekleyen inovatif modeller de ortaya çıkıyor.
Michael Saylor ve David Bailey’nin izlediği yollar farklı olsa da ortak bir amaca hizmet ediyor: Bitcoin’in kurumsal finans dünyasında kalıcı ve güçlü bir yer edinmesi. Saylor’un sermaye artırımıyla sürekli Bitcoin biriktirme stratejisi ile Bailey’nin kurumsal yapı oluşturmaya yönelik dinamik ve çok yönlü yaklaşımı gelecekte kurumsal Bitcoin stratejilerinin evriminde örnek teşkil edecek. Bu stratejiler yalnızca finansal getiri sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda Bitcoin’in küresel ödeme sistemleri, borçlanma araçları ve ticaret altyapılarında da etkin rol oynamasını mümkün kılacak.