FTX’in iflas sürecinde Çin, Rusya ve Pakistan gibi ülkeleri “kısıtlı yargı bölgeleri” olarak tanımlayarak bu bölgelerdeki alacaklı ödemelerini iptal etme girişimi, Çinli alacaklıların tepkisiyle karşılaştı.
Weiwei Ji isimli bir alacaklı, Delaware İflas Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede FTX’in bu yeni önerisine itiraz ettiğini açıkladı. Ji, Singapur’da vergi mükellefi olmasına rağmen Çin pasaportu taşıdığı gerekçesiyle “Çinli alacaklı” kategorisine alındığını belirtti. Ailesine ait KYC onaylı dört farklı FTX hesabı üzerinden toplam 15 milyon doların üzerinde alacakları olduğunu söyleyen Ji, “Plan kapsamında tüm prosedürlere harfiyen uymamıza rağmen önerilen bu karar dağıtım hakkımızı keyfi ve eşitsiz bir biçimde tehlikeye atıyor” dedi.
FTX’in iyileştirme fonu geçtiğimiz hafta mahkemeye sunduğu dilekçede 49 ülkeyi “potansiyel olarak kısıtlı bölge” olarak değerlendirmeyi teklif etmişti. Bu bölgelerdeki dağıtımın mümkün olup olmadığını anlamak için yerel hukuk uzmanlarıyla çalışmayı planlayan FTX, uygunluk sağlanamayan ülkelerdeki alacakları “kısıtlı” olarak işaretleyerek ödemeleri iptal edebileceğini ifade etti. Bu tür alacaklar, herhangi bir itiraz olmaması durumunda yeniden tahsis edilmek üzere fona aktarılacak.
Söz konusu 49 ülkedeki toplam alacak miktarının 800 milyon dolar civarında olduğu belirtiliyor. Bu meblağın yüzde 82’sini ise Çinli alacaklıların talepleri oluşturuyor.
Ji ise itiraz dilekçesinde “Çin’in ‘kısıtlı bölge’ olarak tanımlanması ne hukuki ne de fiili bir gerekçeye dayanıyor” dedi. FTX alacaklarının ABD doları cinsinden Çinli alacaklılara Hong Kong merkezli hesaplar aracılığıyla sorunsuz şekilde dağıtılabileceğini savunan Ji, benzer bir uygulamanın Celsius Network vakasında başarıyla hayata geçirildiğini hatırlattı.
Çin’de kripto varlıkların yasal mülk olarak tanındığını ve Hong Kong’da ilerici düzenlemelerle desteklendiğini ifade eden Ji, “Çinli alacaklılara ödeme yapılması, ne fon yöneticileri ne de temsilcileri için hukuki bir risk doğurmaz. Bu, iflas süreci kapsamında yerine getirilmesi gereken bir yükümlülüktür” dedi.