Filipinler’de Temsilciler Meclisi’ne sunulan yeni yasa teklifi, ülkenin Bitcoin rezervi oluşturmasını gündeme taşıdı. Kongre üyesi Miguel Luis Villafuerte tarafından sunulan Stratejik Bitcoin Rezervi Yasası (House Bill 421), merkez bankasına beş yıl boyunca her yıl 2.000 BTC satın alarak toplamda 10.000 BTC’lik bir rezerv oluşturma görevi veriyor. Bu varlıkların 20 yıl boyunca satılamayacağı belirtiliyor. Yalnızca devlet borçlarının ödenmesi için, sürenin sonunda satış izni verilecek.
Bitcoin’in ulusal çıkarlar için stratejik önemi
Villafuerte, yasa teklifinin gerekçesinde Bitcoin’in finansal ve ekonomik gücü garanti altına alma noktasında artan önemi olduğunu vurguladı. Ona göre ülkenin stratejik varlıkları arasında Bitcoin de yer almalı. Yasa, sıkı güven ve raporlama şartlarıyla merkez bankasına sorumluluk yüklerken, Filipinler’i Asya’da Bitcoin’i yasal bir rezerv varlığı olarak yasalaştıran ilk ülkelerden biri yapabilir. Bu hamle, Bitcoin’in “dijital altın” kimliğini resmi anlamda tanıyan cesur bir adım olarak görülüyor.
Asya’daki diğer örnekler ve farklı yaklaşımlar
Filipinler’in girişimi, bölgedeki benzer hareketlerle birlikte değerlendiriliyor. Bhutan hidroelektrik destekli madencilik yoluyla Bitcoin ve Ethereum rezervi oluştururken, Pakistan da devlet rezervi kurma planlarını açıklamıştı. ABD ve Almanya gibi ülkeler ise Bitcoin varlıklarını genellikle kolluk kuvvetlerinin operasyonlarında el konulan varlıklardan oluşturdu. Filipinler’in yasa tasarısı ise doğrudan planlı ve takvimli bir alım süreci öngörmesiyle dikkat çekiyor.
Yasa teklifine dair görüşler ve zorluklar
Kripto sektörünün önde gelen isimleri yasa tasarısını farklı yönleriyle yorumladı. Satoshi Citadel Industries’in kurucularından Miguel Antonio Cuneta, bunun Filipinler için “asimetrik bir avantaj” sağlayabileceğini söylerken, GCash’in kripto sorumlusu Luis Buenaventura ise teklifin yasalaşmasını düşük ihtimal olarak görmesine rağmen ülkedeki şirketleri için ilham verici bir adım olduğunu belirtti. BayaniChain CEO’su Paul Soliman ise Bitcoin hazinesinin kamuya açık cüzdanlarla tamamen şeffaf olabileceğini, bunun da finans dünyasında eşi benzeri olmayan bir güven inşa edebileceğini ifade etti. Bunların yanında volatilite, vergi mükelleflerinin fonlarının kullanımı ve finansal okuryazarlık eksikliği gibi riskler de dile getiriliyor.
Buna karşın uzmanlar doğru yönetişim, akıllı bir alım stratejisi ve eş zamanlı eğitim yatırımlarıyla bu girişimin yalnızca bir hedge değil, aynı zamanda ülke için nesiller boyu sürecek bir güvenlik ve hesap verebilirlik sembolü haline gelebileceğini vurguluyor.