ABD Temsilciler Meclisi, Perşembe akşamı kripto dünyasının dönüm noktalarından biri olarak görülen "Crypto Week" kapsamında dijital varlıkların geleceğini şekillendirecek kapsamlı bir yasa tasarısına onay verdi. Bu yasal düzenlemenin kalbinde yer alan ve kripto piyasasının çehresini kalıcı biçimde değiştirebileceği öngörülen yasa ise “Digital Asset Market Structure Clarity Act” yani kısaca CLARITY Act. Bu yasa tasarısı, Amerika’daki dağınık ve belirsiz kripto para düzenlemelerine netlik kazandırmayı hedefliyor. Özellikle menkul kıymetler ve emtia sınıflandırması üzerinden SEC (Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu) ile CFTC (Vadeli Emtia İşlemleri Komisyonu) arasında yıllardır süregelen yetki karmaşasını çözmeye odaklanıyor.
CLARITY Act neleri değiştiriyor?
CLARITY Act, ilk olarak 29 Mayıs 2025’te Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi vekil French Hill tarafından sunuldu. Tasarının en temel vaadi kripto varlıkları yasal olarak tanımlamak, yetki alanlarını netleştirmek ve sektörde faaliyet gösteren girişimlere daha öngörülebilir bir uyumluluk çerçevesi sunmak. Tasarıya göre dijital varlıklar, “yatırım sözleşmesi varlıkları” gibi yeni kategorilerle sınıflandırılabilecek. Yani başlangıçta menkul kıymet olarak değerlendirilen ancak zamanla merkeziyetsizleşen varlıklar, sonradan emtia statüsü kazanabilecek. Ayrıca SEC yatırım temelli arzları denetlerken, CFTC daha çok takas ve kullanım odaklı, merkeziyetsiz tokenleri kontrol edecek. Yasa tasarısı borsaların, brokerların ve dijital emtia hizmeti verenlerin CFTC’ye kayıt yaptırmasını zorunlu kılıyor. Bunun yanı sıra, merkeziyetsizleşmeye yönelik projelerin yılda 75 milyon dolara kadar bağış toplayabilmesini SEC kaydı olmadan mümkün kılıyor.
CLARITY Act, olgun blok zincir sistemlerinin daha hafif şekilde regüle edilmesini sağlayarak bireylere kendi cüzdanlarında dijital varlık tutma hakkını garanti altına alıyor. Projelerin düzenli olarak gelişim raporu sunması, token arzını açıklaması ve olası riskleri paylaşması da zorunlu hale geliyor. Riskli tokenlerin listeden çıkarılması için SEC ve CFTC birlikte hareket edecek. Ek olarak, tasarı uluslararası iş birliğini ve kara para aklamayla mücadeleye yönelik yükümlülükleri de genişletiyor.
Kripto ekosistemi neden CLARITY Act’i önemsiyor?
ABD’de yıllardır süren regülasyon boşluğu, kripto sektöründe ciddi bir yasal belirsizlik ortamı yaratmış durumda. Özellikle SEC’in sert ve dava odaklı yaklaşımı, büyük borsalarla açılan davalar ve projelere yönelik tutarsız uygulamalar, sektörde hem yenilikçiliği baltalamış hem de yatırımcı güvenini zedelemişti. CLARITY Act bu sorunlara doğrudan müdahale ederek, hangi kurumun neyi düzenleyeceğini açıkça belirliyor ve dijital varlık şirketlerinin doğru çerçevelerde kayıt olmasına olanak tanıyor. Bu da ikincil piyasalarda daha yasal bir zemin oluşturarak yatırımcılara ve projelere daha güvenli bir ortam sunuyor.
Bu düzenleme sadece kripto girişimcileri için değil, kurumsal yatırımcılar ve bireysel kullanıcılar için de büyük önem taşıyor. Net ve öngörülebilir bir düzenleyici ortam, bankalar, fonlar ve varlık yöneticileri gibi büyük aktörlerin sektöre girmesini kolaylaştırıyor. Perakende yatırımcılar ise daha güçlü koruma mekanizmalarına ve daha şeffaf bilgilere erişim sağlıyor. Aynı zamanda bu yasa, ABD’nin dijital finans alanında Avrupa Birliği, Singapur ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi önde gelen regülasyon bölgelerine karşı rekabet gücünü artırmasını amaçlıyor.
CLARITY Act tüm sorulara cevap veriyor mu?
Tasarının her kesimden destek gördüğünü söylemek mümkün değil. Finansal reform grubu Americans for Financial Reform (AFR), bu yasanın SEC’in yetkilerini zayıflattığını ve FIT21 tasarısından bile daha serbestleştirici olduğunu savunuyor. AFR’ye göre birçok tokenın emtia olarak sınıflandırılması, yüksek riskli ürünlerin daha az denetimle piyasaya sürülmesine yol açabilir. Eski CFTC başkanı Timothy Massad da düzenlemeyi eleştiren isimler arasında. Ona göre SEC ve CFTC arasında paylaşılmış denetim yetkileri, daha fazla karmaşaya neden olabilir ve hızlı gelişen kripto pazarlarında belirsizlikleri artırabilir.
Senatör Elizabeth Warren ise tasarının büyük teknoloji şirketlerinin yatırımcı korumalarını aşmasına izin vereceğini savunuyor. Meta veya Tesla gibi şirketlerin emtia olarak tanımlanan tokenlar üzerinden regülasyondan kaçabileceğini belirten Warren, bunun şeffaflığı ve hesap verebilirliği zayıflatacağını ifade ediyor. Demokrat Parti içinden gelen diğer isimler de tasarının SEC'in yetkilerini azaltarak, kurumsal çıkarları bireysel yatırımcı güvenliğinin önüne koyduğunu düşünüyor.