Avrupa Birliği, yeni kara para aklamayla mücadele düzenlemesi kapsamında kripto varlık transferlerini daha sıkı şekilde denetlemeye hazırlanıyor. Eurogroup Başkanı ve İrlanda Maliye Bakanı Paschal Donohoe, 2025 Avrupa Finansal Suçlarla Mücadele Zirvesi’nde yaptığı açıklamada kripto hizmet sağlayıcılar üzerinden yapılan tüm transferlerde gönderici ve alıcı bilgilerinin kayda alınacağını söyledi.
Donohoe, bu adımın “kripto transferlerinin şeffaflığını artırmak” amacıyla atıldığını ve yalnızca geleneksel finansal sistem değil kripto ekosisteminin de aynı denetim çizgisine çekilmesi gerektiğini belirtti.
Yeni düzenleme, 1 Temmuz 2027 itibarıyla yürürlüğe girecek AB Kara Para Aklamayı Önleme Yönetmeliği (AMLR) kapsamında devreye alınacak. Düzenleme, kripto hizmet sağlayıcılarının anonim cüzdanlarla işlem yapmasını ve gizlilik odaklı coinlerle etkileşime girmesini yasaklıyor. Ayrıca self-custody cüzdanlardan gelen veya bu cüzdanlara giden 1.000 Euro üzeri işlemler için kullanıcı doğrulaması yapılması zorunlu olacak.
“Düzenleme, gizliliği değil gözetimi güçlendiriyor”
Kripto ekosisteminin önde gelen isimlerinden Monero geliştiricisi Riccardo Spagni, bu kuralların “gizliliğe karşı orantısız müdahale” anlamına geldiğini söyledi. Spagni, AB’nin izlediği bu yaklaşımın yalnızca suçluları etkilemeyeceğini aynı zamanda yasal kullanıcıları da dijital nakit eşdeğeri korumalardan mahrum bırakacağını savundu:
“Suçlular yine de Monero’nun açık kaynak kodunu derleyerek eşler arası ya da yurt dışı platformlardan işlem yapmaya devam edecek. Ancak bu kurallar, yasalara uyan Avrupa vatandaşlarını ticari gözetimden veya veri istismarından koruyacak araçlardan mahrum bırakıyor.”
Spagni ayrıca yeni düzenlemelerin AB Temel Haklar Şartı’nın 7. ve 8. maddeleriyle, yani mahremiyet ve veri koruma haklarıyla çelişebileceğini belirterek yasal itirazların kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
“DeFi ekosistemi tehdit altında”
Unity Wallet COO’su James Toledano da benzer eleştirilerde bulundu. Toledano, “AML kurallarının on-ramp ve off-ramp noktalarında uygulanmasını destekliyorum” derken, bu kuralların merkeziyetsiz finansın özüne zarar verebileceği uyarısında bulundu:
“Bu kurallar geleneksel bankacılık standartlarına uygun olabilir ama kriptonun merkeziyetsiz doğasına uymuyor. Ayrıca bu kurallar kolayca aşılabilir çünkü self-custody sistemler küresel çalışır ve kullanıcılar başka yollarla nakde çevirmeyi sürdürür.”
Yeni yönetmeliğin, geliştiriciler ve sıradan kullanıcılar üzerinde baskı oluşturacağı, bu durumun ise kripto ekonomisinin daha az şeffaf mecralara kaymasına yol açabileceği ifade ediliyor.
Gizlilik teknolojilerinde Avrupa’dan çıkış dalgası başlayabilir
Spagni’ye göre bu kurallar, Avrupa’daki kripto geliştiricileri ve gizlilik teknolojisi girişimlerini başka ülkelere yönlendirebilir. “1990’lardaki ABD merkezli şifreleme savaşlarında yaşanan yetenek göçü, bu kez Avrupa’dan çıkabilir.” yorumunu yaptı.
Buna karşılık, bu baskının teknoloji inovasyonunu hızlandırabileceği görüşü de var. Özellikle Layer 2 köprüler, threshold-signature yapıları ve sıfır bilgi ispatlı (ZK-proof) KYC sistemleri gibi kullanıcı dostu gizlilik çözümlerinin, AB dışı bölgelerde gelişme göstermesi bekleniyor.