Bitcoin madencilerinin borcu, yapay zeka ve Bitcoin üretim taleplerine yetişme yarışı nedeniyle son 12 ayda 2,1 milyar dolardan 12,7 milyar dolara yükseldi. Bu veriler, VanEck’in yayımladığı Ekim 2025 Bitcoin ChainCheck raporu ile ortaya kondu.
“Eriyen buz kütlesi problemi”
VanEck analistleri Nathan Frankovitz ve Matthew Sigel, madencilerin küresel hash oranındaki payının, en yeni donanımlara yatırım yapılmadığında düşebileceğini belirtti. Bu durum, günlük Bitcoin ödüllerinden alınan payın azalmasına yol açıyor. Analistler, bu durumu “eriyen buz kütlesi problemi” olarak tanımladı.
Geçmişte madenciler, yüksek sermaye giderlerini finanse etmek için borç yerine sermaye piyasalarını kullanıyordu. Ancak Bitcoin gelirlerinin spekülatif olması, borcun madencilik için daha uygun hale gelmesine yol açtı.
Borç artışı ve tahvil ihracı
Halka açık 15 madencinin borç ve dönüştürülebilir tahvil ihraçlarının toplamı:
- 2024 Q4: 4,6 milyar dolar
- 2025 Q1: 200 milyon dolar
- 2025 Q2: 1,5 milyar dolar
Madenciler, 2024 Nisan’daki Bitcoin ödül yarılanmasının kârlılığı azaltmasının ardından, gelir kaynaklarını çeşitlendirmek için AI ve HPC (High Performance Computing) barındırma hizmetleri yatırımlarına yöneldi.
Madenciler AI ve HPC ile gelir çeşitlendiriyor
Frankovitz ve Sigel’e göre, AI ve HPC hizmetleriyle elde edilen çok yıllık sözleşmeler, madencilere daha öngörülebilir nakit akışı sağlıyor. Bu durum, borç piyasalarına erişimi kolaylaştırıyor ve Bitcoin’in spekülatif fiyatlarından bağımsız gelir elde etmelerini mümkün kılıyor.
- Bitfarms: Kuzey Amerika’daki HPC ve AI altyapı yatırımları için 588 milyon dolarlık dönüştürülebilir tahvil ihraç etti.
- TeraWulf: Lake Mariner kampüsündeki veri merkezi genişlemesi için 3,2 milyar dolarlık kıdemli tahvil ihracı duyurdu.
- IREN: 1 milyar dolarlık dönüştürülebilir tahvil ihracını tamamladı.
Hash oranı için tehdit yok
Madencilerin AI ve HPC odaklı yatırımlarının Bitcoin ağının hash oranı için bir tehdit oluşturmadığı belirtildi. AI çıkarımı gün içinde döngüsel talep gösterdiğinden, fazla elektrik kapasitesi verimli şekilde kullanılabiliyor. Bu yaklaşım, dizel jeneratörler gibi maliyetli yedek enerji kaynaklarını azaltmaya da yardımcı oluyor.