Ethereum (ETH) kurucu ortağı Vitalik Buterin, blok zincirinin Fusaka yükseltmesinin temel özelliği olan PeerDAS’ın ağın ölçeklenmesinin anahtarı olduğunu söyledi.
PeerDAS, (Peer Data Availability Sampling), düğümlerin blok verilerinin tamamını indirmeden veya saklamadan, bu verilerin mevcut olduğunu doğrulamasına imkan tanıyor. Bunun yerine düğümler daha küçük parçaları indiriyor ve ardından silme kodlaması (erasure coding) sayesinde kalan verileri yeniden inşa ediyor. Silme kodlaması, veriyi parçalara ayıran, fazladan bilgi ekleyen ve bu parçaları dağıtan, böylece bazı parçalar eksik olsa bile orijinal verinin geri getirilebilmesini sağlayan bir veri koruma tekniği.
Buterin, bu yaklaşımı emsalsiz olarak nitelendirdi çünkü artık hiçbir düğümün tüm verisetini saklamasına gerek kalmıyor. PeerDAS’ın ilk sürümünde blokların ilk kez yayınlandığı ve kısmi blokların yeniden inşa edilmesi gerektiği sınırlı durumlarda hala tam blok verisine ihtiyaç duyuluyor. Ancak Buterin, bu “güvenilmeyen” rolün çalışabilmesi için yalnızca tek bir dürüst aktörün yeterli olduğuna dikkat çekti. Bu da çok sayıda kötü niyetli katılımcıya karşı süreci dirençli kılıyor. Gelecekteki geliştirmelerle bu iki işlevin de dağıtılabileceğini belirtti.
Buterin’in açıklamaları, Dragonfly Veri Başkanı “hildobby”nin Ethereum’un ilk kez blok başına altı blob’a ulaştığını belirttiği paylaşımına yanıt olarak geldi. Blob’lar, Ethereum’un Dencun yükseltmesiyle tanıtılan ve rollup’lar için normal calldata’dan daha ucuz geçici depolama sağlayan sabit boyutlu işlem veri paketleri. Her blokta sınırlı “blob alanı” bulunuyor ve blok başına blob sayısı, yani blob sayacı, ölçekleme çözümlerinin Ethereum’a ne kadar işlem verisi gönderebileceğini doğrudan etkiliyor.
Hildobby’ye göre blob kullanımındaki artış, Base, World, Scroll, Soneium ve Linea gibi rollup’ların faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Özellikle Base ve World mevcut blob alanının büyük kısmını tüketirken, Layer 2’ler toplu olarak haftada yaklaşık 200.000 dolar ana ağ ücreti ödüyor. Yine de birçok blob kısmen boş kalıyor ve gönderim kalıpları düzensiz olduğu için blob alanını öngörmek zorlaşıyor.
Buterin, bu baskıları kabul ederek blob sayısının başlangıçta temkinli bir şekilde artırılacağını, ardından zamanla daha agresif bir şekilde ölçekleneceğini söyledi. Bu ihtiyatlı yaklaşımın kasıtlı olduğunu vurgulayan Buterin, çekirdek geliştiricilerin kapasiteyi artırmadan önce sistemi kapsamlı şekilde test etmek istediklerini belirtti. Blob sayısı, rollup’ların blok başına ne kadar veri gönderebileceğini belirlese de sayının çok hızlı yükseltilmesi ağ üzerinde baskı yaratabilir. PeerDAS ise düğümlerin tüm blob’ları saklamak yerine örnekleme yoluyla veri erişilebilirliğini doğrulamasına imkân tanıyarak, blob sayılarının zaman içinde kontrollü artırılmasının altyapısını sağlıyor.
Buterin, uzun vadede PeerDAS’ın yalnızca Layer 2 ölçeklemesi için değil, Ethereum’un temel katmanı için de kilit rol oynayacağını düşünüyor. Gas limitinin yeterince yükselmesinin ardından, Layer 1 yürütme verilerinin dahi blob’lara taşınabileceğini savundu. Bu da düğümler üzerindeki yükü azaltarak daha fazla ölçeklenme kapasitesinin önünü açacak ve Ethereum’un merkeziyetsizlikten ödün vermeden daha büyük talebi karşılamasına olanak tanıyacak.
Geçtiğimiz hafta Ethereum geliştiricileri, Fusaka’nın ana ağda devreye girmesi için testnet’lerin önümüzdeki ay başarıyla tamamlanması koşuluyla, 3 Aralık tarihini geçici olarak belirledi. Ethereum Vakfı ayrıca, hard fork’un ana ağa ulaşmasından önce hataları tespit eden güvenlik araştırmacılarına 2 milyon dolara kadar ödül sunan dört haftalık bir denetim yarışması başlattı.