İnternetin üçüncü nesli olarak anılan Web3, merkeziyetsizlik, blockchain teknolojileri ve token tabanlı ekonomileri barındıran yeni bir dijital ekosistemi ifade ediyor . Terim ilk kez 2014 yılında Ethereum’un kurucu ortaklarından Gavin Wood tarafından ortaya atılmış ve özellikle 2021 yılında kripto para topluluğu, büyük teknoloji şirketleri ve yatırım fonları arasında ilgi görmeye başlamıştır. Peki bu yeni nesil internet vizyonu, Ethereum olmasaydı yine de hayat bulabilir miydi? Başka bir deyişle, Ethereum olmadan Web3’ün var olması mümkün müydü? Bu soruya yanıt ararken Web3’ün ne anlama geldiğini, Ethereum’un getirdiği yenilikleri ve alternatif platformların durumunu inceleyelim.
Web3 nedir? Web2’den farkı ve ortaya çıkışı
Web3, interneti merkezi otoritelerden arındırmayı ve kontrolü kullanıcılara geri vermeyi amaçlayan bir konsepttir. Web 1.0 ve Web 2.0’dan farklı olarak Web3’te veriler ve uygulamalar merkezi sunucular yerine dağıtık blockchain ağları üzerinde çalışır . Böylece kullanıcılar, büyük teknoloji şirketlerinin tekelleşmesine maruz kalmadan dijital varlıklarına ve verilerine doğrudan sahip olabilirler. Gavin Wood, Ethereum’un kuruluşundan hemen sonra bu vizyonu dile getirmiş ve Web3’ü “blockchain tabanlı merkeziyetsiz bir çevrimiçi ekosistem” olarak tanımlamıştır.
Web3’ün en temel özellikleri şunlardır: Merkeziyetsizlik (tek bir otoriteye bağlı olmadan çalışır), açıklık (herkes katılabilir), dijital ödemeler ve güven yerine kodun esas alınması (işlemler üçüncü kişilere değil akıllı sözleşmelere ve kurallara dayanır). Bu sayede Web3, Web2’de görülen güç tekelleşmesi, sansür ve kontrol sorunlarına alternatif sunar.
Ethereum ve akıllı sözleşme devrimi
Ethereum, 2015’te Vitalik Buterin ve ekibi tarafından kullanıma açılan, blockchain üzerinde akıllı sözleşmeler çalıştırabilen ilk platformdur. Akıllı sözleşmeler, blockchain üzerinde belirli koşullar gerçekleştiğinde otomatik olarak çalışan küçük programlardır. Ethereum’dan önce Bitcoin gibi birinci nesil blockchain, yalnızca basit ödeme işlemlerine imkan veren sınırlı betik dillerine sahipti. Nitekim Vitalik Buterin, Bitcoin protokolünü daha karmaşık işlemleri destekleyecek şekilde geliştirmeyi önermiş ancak Bitcoin topluluğundan yeterli desteği görememişti. Bunun üzerine Bitcoin’in kısıtlı betikleme kabiliyetine duyduğu hayal kırıklığıyla Vitalik, kendi blockchain ağı Ethereum’u geliştirmeye karar verdi . Hedefi Turing tamamlanmış (yani evrensel hesaplama yapabilen) bir blockchain oluşturarak geliştiricilerin merkeziyetsiz uygulamalar ve akıllı sözleşmeler inşa etmesini sağlamaktı.
Ethereum’un getirdiği bu yenilik sayesinde, blockchain teknolojisi yalnızca dijital para transferinden ibaret olmaktan çıktı ve gerçek dünyadaki çeşitli kullanım senaryolarına uyarlanabilir hale geldi. Sıkça “Dünya Bilgisayarı” olarak anılan Ethereum ağı, herhangi bir kesinti veya sansüre uğramadan kod çalıştırabilen küresel bir platform sunarak Web3 devriminin altyapısını hazırladı. Ethereum üzerindeki tüm düğümler, aynı programları ve kayıtları senkronize şekilde tutarak ağın güvenliğini ve değişmezliğini sağlar. Sonuçta, Ethereum’un yenilikçi yapısı blockchaini teknolojisinin ikinci neslini temsil etti ve Web3’ün filizlenmesi için gereken zemini oluşturdu.
Ethereum’un Web3 ekosistemine katkıları
Ethereum, ortaya çıkışıyla birlikte Web3 ekosistemine birçok önemli bileşen kazandırmıştır. Bu katkılar sayesinde Web3 kavramı somut uygulamalara dönüşerek geniş kitlelere ulaşmıştır. Ethereum’un Web3’e getirdiği başlıca yenilikler ve katkılar şunlardır:
Akıllı Sözleşmeler ve Programlanabilirlik: Ethereum, akıllı sözleşmeler aracılığıyla blockchainin programlanabilir olmasını sağladı. Bu sayede merkezi bir sunucuya ihtiyaç duymadan çalışan uygulamalar yazmak mümkün hale geldi. Geliştiriciler Ethereum üzerinde küçük yazılım kodları (sözleşmeler) yazarak finansal işlemlerden oy sistemlerine kadar her türlü merkeziyetsiz uygulamayı (dApp) hayata geçirebildi. Kod, blockchaini konsensüsü ile çalıştığı için dış müdahalelere kapalı ve güvenilir bir şekilde işletiliyor. Akıllı sözleşmeler, Web3 dünyasında güven unsurunu kod ve matematik lehine yeniden tanımlayarak inovasyonun önünü açmıştır.
DeFi (Merkeziyetsiz Finans) Devrimi: 2017’den itibaren Ethereum üzerinde yoğunlaşan ICO (Initial Coin Offering) furyası ve sonrasında 2020’de patlama yapan DeFi uygulamaları, finans alanında Web3’ün potansiyelini gösterdi. Ethereum, merkezi aracıları ortadan kaldıran borç verme/borç alma protokolleri, merkeziyetsiz borsalar (ör. Uniswap), stablecoin’ler (ör. DAI) gibi pek çok finansal uygulamaya ev sahipliği yaptı. Günümüzde de Ethereum, DeFi ekosisteminin kalbi konumundadır: 2025 itibarıyla dünya genelindeki tüm DeFi uygulamalarında kilitli tutulan varlıkların %63’ünden fazlası (78 milyar dolar) Ethereum ağı üzerindedir. Bu dominasyon, Ethereum’un finansal Web3 altyapısı olarak ne denli vazgeçilmez olduğunu ortaya koymaktadır.
NFT’ler ve Dijital Varlıklar: Ethereum, 2017’de CryptoKitties ile popülerlik kazanan NFT (non-fungible token) standardının (ERC-721) doğduğu platformdur. Dijital sanat eserleri, koleksiyonlar, oyun içi varlıklar gibi benzersiz token’ların alım satımını ve sahipliğini mümkün kılan NFT teknolojisi, Web3’ün kültürel anlamda yaygınlaşmasını sağladı. Büyük NFT pazar yerleri (OpenSea gibi) öncelikle Ethereum tabanlıdır ve birçok sanatçı ile marka, eserlerini Ethereum üzerindeki NFT’ler olarak piyasaya sürmüştür. 2025 yılında bile Ethereum, NFT ekosistemindeki liderliğini sürdürmektedir – toplam NFT işlem hacminin yaklaşık %61’i Ethereum blockchaini üzerinde gerçekleşmektedir. Bu da, alternatif ağlar ortaya çıkmış olsa da Ethereum’un dijital koleksiyon ve varlık alanında merkezî konumunu koruduğunu gösterir.
DAO’lar ve Topluluk Yönetimi: Ethereum akıllı sözleşmeleri, DAO (Decentralized Autonomous Organization) adı verilen merkeziyetsiz otonom organizasyonların oluşturulmasını mümkün kıldı. DAO’lar, belirli kuralların kodlandığı akıllı sözleşmeler aracılığıyla çalışan, üyelerinin token sahibi olarak oy kullandığı dijital organizasyonlardır.
İlk DAO örnekleri Ethereum’da ortaya çıkmış ve bugün de birçok proje yönetiminde DAO modeli benimsenmiştir. Web3’ün yönetim ve topluluk katılımı boyutu, Ethereum sayesinde gerçeklik kazandı denilebilir.
Token Ekonomisi ve Fonlama Modelleri: Ethereum’un standartları (ERC-20 gibi) sayesinde herhangi biri kendi kripto token’ını kolayca oluşturabilir hale geldi. Bu olanak, girişimlerin merkeziyetsiz biçimde fon topladığı ICO’ların yaygınlaşmasını sağladı. Binlerce proje Ethereum üzerinde kendi token’larını çıkararak Web3 ekosistemine katıldı. Bugün de merkeziyetsiz otonom kuruluşlardan oyun platformlarına kadar pek çok proje, Ethereum tabanlı token ekonomileriyle faaliyet gösteriyor. Kısacası Ethereum, Web3’ün ekonomik altyapısını inşa etti ve internet üzerinde değer transferini internet kadar yaygın bir olgu haline getirdi.
Alternatif blockchainler Ethereum olmasaydı Web3’ü taşırlar mıydı?
Ethereum’un başarısı ve kısıtları, sonraki yıllarda birçok alternatif blockchain platformunun doğmasına yol açtı. Solana, Cardano, Binance Smart Chain, Avalanche, Polkadot gibi projeler akıllı sözleşme platformu olarak Ethereum’a rakip ya da tamamlayıcı olmayı hedeflediler. Özellikle Solana ve Cardano gibi başka akıllı sözleşme tabanlı blockchainler bulunsa da, Ethereum halen en yaygın kullanılan platformdur; popülerliği sayesinde Web3’ün en çok uygulama geliştirilen zemini olmayı sürdürmektedir . Birçok yeni proje öncelikle Ethereum üzerinde başlamakta, daha sonra ihtiyaç duyarsa diğer ağlara genişlemektedir. Bunun bir sebebi, Ethereum’un yıllar içinde büyük bir geliştirici topluluğu ve araç ekosistemi oluşturmuş olmasıdır. Örneğin, Ethereum Virtual Machine (EVM) standardı, diğer pek çok blockchain de (Binance Chain, Polygon, Avalanche vb.) uyum sağladığı bir ortak dil haline gelmiştir. Bu da Ethereum’un diğer platformlara dahi etki ettiğini gösterir.
Diğer bir taraftan bakacak olursak, Ethereum’un yokluğunu hayal edersek, Web3 vizyonunun ortaya çıkması ciddi şekilde sekteye uğrardı. Gavin Wood’un Web3 terimini Ethereum deneyiminden yola çıkarak tanımladığını düşünürsek, Ethereum olmadan Web3 kavramsal olarak bile bu denli belirgin hale gelmeyebilirdi. Ayrıca, bugün Ethereum’un ölçeklenebilirlik sorunlarına çözüm olarak geliştirilen Layer 2 ağlar bile (ör. Arbitrum, Optimism, Base vb.) aslında Ethereum ana zincirine güvenerek çalışmaktadır. Bu ekosistem, Ethereum’un varlığıyla anlam kazanıyor. Eğer Ethereum hiç var olmasaydı, belki başka bir proje benzer bir platform geliştirebilirdi; ancak 2015’teki konjonktürde Ethereum’un getirdiği sıçramayı yapabilecek alternatif bir teknoloji ufukta görünmüyordu. Bitcoin ağının tek başına bu rolü üstlenemediği ortada olduğundan (sınırlı programlanabilirlik, yavaş yenilik döngüsü vb.), Ethereum’un eksikliğinde merkeziyetsiz internet fikri yıllarca kağıt üzerinde kalabilirdi.
Ayrıca Ethereum, yalnızca kendi başarısıyla değil, ilham verdiği projelerle de Web3’ü büyüttü. Örneğin Ethereum kurucu ekibinden Gavin Wood, daha sonradan Polkadot adlı multichain platformunu geliştirdi ve Web3 Foundation’ı kurdu. Polkadot’un amacı farklı blockchainleri bir araya getirerek Web3 vizyonunu genişletmekti. Ancak Polkadot dahil pek çok “Ethereum alternatifi”, Ethereum ekosistemindeki deneyimler sayesinde şekillendi. Dolayısıyla Ethereum hiç olmasaydı, bu projelerin varlığı da belirsiz olacaktı. Kısacası, Ethereum doğmamış olsaydı günümüzde Web3 hakkında bu kadar konuşuyor olabilir miydik, büyük bir soru işareti.
Ethereum’suz bir web3 mümkün mü?
Tüm konuştuklarımıza bakacak olursak, Ethereum olmadan Web3’ün bugünkü haliyle var olması neredeyse imkânsızdı diyebiliriz. Ethereum, blockchain teknolojisini basit kripto para işlemleri seviyesinden çıkarıp programlanabilir genel amaçlı bir platforma dönüştürerek Web3 devriminin öncüsü oldu. Onun sayesinde merkeziyetsiz uygulamalar, finans, oyun, sanat, kimlik ve daha birçok alanda somutlaştı.
Elbette ki gelecekte teknoloji sürprizlerle dolu olabilir farklı yaklaşımlar veya yeni platformlar da Web3 vizyonunu ileriye taşıyacaktır. Ancak süreç gösteriyor ki Web3’ün filizlenmesi ve geniş kitlelere mal olması, büyük ölçüde Ethereum sayesindedir. Ethereum, Web3’ün gelişimini mümkün kılmış ve halen omurgasını oluşturmaktadır.