ABD Başkanı Donald Trump, ikinci başkanlık dönemi boyunca Federal Reserve’i (FED) faiz oranlarını düşürmeye zorlamaya devam etti. FED yetkilileri ise defalarca Trump’ın baskısına karşı durdu. Buna karşılık Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantı tutanaklarının yayınlanmasıyla, Temmuz ayında 12 Fed yöneticisinden Michelle Bowman ve Christopher Waller, faiz indirimini desteklediklerini açıkladı. Peki, Federal Reserve içinde neler oluyor ve piyasaları nasıl etkileyecek?
FOMC tutanaklarından öne çıkanlar
20 Ağustos’ta yayınlanan 29–30 Temmuz FOMC toplantısı sonuçları, politika yapıcıların ABD enflasyonunu artıran tarifeler konusunda endişeli olduğunu gösteriyor. Yöneticiler, tarifelerin fiyatlar üzerinde tek seferlik etki mi yaratacağını yoksa kalıcı bir enflasyon artışını mı tetikleyeceğini net olarak belirleyemedi. FED, tarifelerin fiyatlara etkisine ilişkin kesin bir sonuca varamasa da enflasyonun kontrolden çıkma riskine dikkat çekti.
FED yetkilileri, enflasyonu kontrol altında tutarken işgücü piyasasını desteklemeyi dengelemek zorunda. Trump’ın ikinci döneminde FED Başkanı Jerome Powell ve ekibi, faiz indirimine karşı birleşerek enflasyon riskini işsizlikten daha büyük bir sorun olarak gördü. Bu toplantıda da yüksek faiz oranları desteklendi ve işsizlik oranı hafif düşüş gösterirken enflasyon yükselmeye devam etti. Çoğunluk, faiz oranlarının 4,25%–4,5% aralığında sabit kalmasını tercih etti.
30 yılın en büyük itirazı
Çoğu FED yöneticisi faiz oranlarını sabit tutmayı seçerken, Michelle Bowman ve Christopher Waller ¼ puanlık faiz indirimi için oy kullandı. Bowman enflasyon oranının, geçici tarifelerin etkisi göz ardı edildiğinde, Komite’nin hedeflerine yakın olduğunu ve işgücü piyasasının dinamizmini kaybettiğini belirtti. Ayrıca Bowman, yüksek faizlerin 2025’te ekonomik büyümeyi yavaşlattığını ve kademeli faiz indiriminin ekonomik gerilemeyi ve potansiyel işsizlik artışını önleyebileceğini savundu.
Toplantı tutanaklarına göre bu durum yatırımcılar ve analistler tarafından son 30 yılın en büyük muhalefeti olarak nitelendiriliyor. Birçok analist, faizlerin sabit tutulmasının yüksek bir çoğunlukla kabul edilmiş görünmesine rağmen bu muhalefetin dikkat çekici olduğunu belirtiyor.
Powell’in görev süresi ve olası halefler
Powell’in başkanlık dönemi Mayıs 2026’da sona eriyor. Gösterdiği kararlı faiz politikaları nedeniyle Trump, Powell’a yönelik sert eleştirilerde bulunmaya devam ediyor ve hatta bazı çevrelerde görevden alınması tartışılıyor. Buna karşılık FED’in bağımsız bir kurum olması nedeniyle Powell’ın görevden alınması için Yüksek Mahkeme’nin onayı gerekiyor.
Olası halefler arasında St. Louis FED eski başkanı James Bullard öne çıkıyor. Bullard, Trump’ın beklentilerini karşılayacak şekilde 2026’da faizlerin 100 baz puan düşürülmesi gerektiğini savunuyor olsa da kurumun bağımsızlığını korumaktan yana. Christopher Waller ise FED başkanlığı için favoriler arasında gösteriliyor ve enflasyon tahminlerindeki doğruluğu ile FED mekanizmasını iyi anlamasıyla öne çıkıyor. Diğer adaylar arasında Ulusal Ekonomi Konseyi başkanı Kevin Hassett, eski FED yöneticisi Kevin Warsh ve ekonomist Marc Sumerlin bulunuyor. Bu isimlerin tamamı, FED’in faizleri fazla yüksek tuttuğunu eleştiriyor.