CoinZonia CEO’lar konuşuyor serisinin bu haftaki konuğu Binance TR CEO’su Mücahit Dönmez. Yayın Yönetmeni Ebru Tekfidan Binektaşı’nın sorularını yanıtlayan Dönmez, regülasyonlardan Türkiye’de sektörün gelişimine ve 2025 yılı öngörülerine kadar birçok konuda görüşlerini paylaştı.
1. Binance TR'yi diğer borsalardan ayıran temel fark nedir?
2020 yılı Eylül ayında Türkiye’de kurulan platformumuz, başlangıçtan bu yana yalnızca kripto alım satımı sunan bir hizmet sağlayıcısı olmayı değil; Türkiye’deki kullanıcıların ihtiyaçlarına özel çözümler sunmayı ve onları dijital varlık dünyasıyla güvenli, erişilebilir ve sürdürülebilir bir şekilde buluşturmayı hedefledi.
Bizi diğer platformlardan farklı kılan en temel unsur, kullanıcı odağımız ve güvenliği ön planda tutmamız. Tüm kararlarımızı kullanıcılarımızın ihtiyaçları, beklentileri ve güvenliği doğrultusunda alıyoruz. Geri bildirimlerini dinliyor, ürün ve hizmetlerimizi onların yönlendirmesiyle geliştiriyoruz.
Bugün Türkiye’deki en geniş ürün yelpazesine ve en yüksek yerel pazar payına sahip olmamızın arkasında da bu yaklaşım yatıyor. Sadece işlem yapmak isteyen değil; aynı zamanda öğrenmek, gelişmek ve katkı sağlamak isteyen bir topluluğa hitap ediyoruz. Bu nedenle yalnızca teknolojimize değil, topluluğumuza yatırım yapmaya da büyük önem veriyoruz.
2. Türkiye’deki kripto regülasyonlarının netleşmesi sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kripto varlık sektörü açısından geçtiğimiz yıl, regülasyonların netleşmeye başladığı ve sektörün geleceğini şekillendirecek önemli adımların atıldığı bir dönüm noktası oldu. Temmuz 2024’te Sermaye Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikler, Aralık ayında MASAK tarafından yayımlanan düzenlemeler ve daha sonra 2025 yılı Mart ayında SPK tarafından yayımlanan ikincil düzenlemelerle birlikte, sektör artık çok daha belirgin ve kapsamlı bir yasal çerçevede ilerliyor.
Tüm bu gelişmelerle birlikte, kripto varlık hizmet sağlayıcıları finansal kuruluş statüsüne alınarak; güvenlik, şeffaflık ve uyum alanlarında daha yüksek standartlara tabi hale geldi. Atılan bu adımların temel amacı, kullanıcıların korunmasını sağlamak ve Türkiye’nin kripto varlık alanındaki küresel rekabet gücünü artırmak.
Biz bu süreci, sektörün uzun vadeli büyümesi ve kurumsallaşması adına kritik bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Regülasyonları yalnızca bir yükümlülük değil; aynı zamanda sağlam temellere dayalı, güvenilir ve sürdürülebilir bir ekosistemin inşası için vazgeçilmez bir araç olarak görüyoruz.
3. Binance TR olarak yasal uyumluluk konusunda nasıl bir yol izliyorsunuz?
Yasal uyumluluk, bizim için kullanıcılarımızın güvenliğini sağlamak ve sektörün sağlıklı gelişimine katkıda bulunmak adına oldukça öncelikli bir konudur. Bu nedenle, düzenleme sürecinin ilk gününden itibaren tüm gelişmeleri yakından takip ediyor ve ilgili kurumlarla sürekli, yapıcı bir iletişim içinde hareket ediyoruz.
Biz de diğer tüm platformlar gibi başvuru sürecine yönelik hazırlıklarımızı tamamlayarak gerekli adımları atmaya devam ediyoruz. Bu süreçte de her zaman olduğu üzere tüm faaliyetlerimizi Türkiye’de geçerli yasal çerçevelerle tam uyum içinde yürütüyor; süreçlerimizi sektörün en yüksek güvenlik ve uyum standartlarına göre sürekli olarak yeniden yapılandırıyoruz.
Geçtiğimiz yıl özellikle uyum ekiplerimize yaptığımız yatırımları artırarak bu alandaki kapasitemizi önemli ölçüde büyüttük. 2023’ten beri, artan ihtiyaçları karşılamak amacıyla uyum ekibimizde %100’ün üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik.
Buna ek olarak, 2023 yılında aldığımız ISO 27001 ve ISO 27701 sertifikalarıyla veri güvenliği ve gizliliği konusundaki taahhüdümüzü belgeledik. 2024 yılında gerçekleştirilen yıllık denetimlerde de bu standartları başarıyla koruyarak sertifikalarımızı yeniledik.
Kısa vadede bu süreçlerin bazı operasyonel dönüşümleri kaçınılmaz olarak gerekli kılacağına, uzun vadede sektörün kurumsallaşmasına, yatırımcı güveninin artmasına ve kullanıcıların daha bilinçli bir şekilde sisteme entegre olmasına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.
4. 2025 yılı kripto piyasası için öngörüleriniz nelerdir?
Kripto piyasası; küresel ekonomik gelişmelerden regülasyonlara, teknolojik inovasyondan jeopolitik faktörlere kadar pek çok dinamik tarafından şekilleniyor. Bu nedenle kısa vadeli bir öngörüde bulunmak sağlıklı olmaz. Ancak şu bir gerçek ki, Bitcoin geçtiğimiz ay itibarıyla 1,5 trilyon doların üzerindeki piyasa değeriyle dünyanın en değerli 6. varlığı haline geldi. Bu da kripto varlıkların artık göz ardı edilemeyecek, ciddi bir yatırım sınıfı haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor.
2025 ve 2026’yı hem küresel hem de yerel kripto sektörü açısından bir dönüm noktası olarak değerlendiriyoruz ve biz de bu sürece iddialı hedeflerle hazırlanıyoruz. Her zaman olduğu gibi önceliğimiz kullanıcılarımız. Onlara yasalara tam uyum içinde, yenilikçi ve güvenli çözümler sunmaya devam ediyoruz.
Bu yeni dönemde en kritik başlıkların başında mevzuata uyum ve kullanıcı güvenliği yer alıyor. Bu çerçevede, yasa dışı bahis ve kara para aklama gibi hassas konularda devletimizin gösterdiği duyarlılığın farkındayız. Biz de bu konularda ilgili tüm kamu kurumlarıyla yakın iş birliği içinde hareket ediyor; yalnızca kendi platformumuzun değil, tüm sektörün güvenilirliğini artırmayı ve sağlam bir ekosistem inşa etmeyi hedefliyoruz.
Kripto artık yalnızca bireysel yatırımcıların değil; Goldman Sachs ve Morgan Stanley gibi küresel ölçekte faaliyet gösteren büyük finansal kurumların da aktif olarak yer aldığı, düzenleyici çerçevelerle şekillenen bir alan haline geldi. Eskiden yalnızca teknolojiye meraklı öncülere hitap eden kripto varlıklar, bugün “erken çoğunluk” olarak tanımladığımız çok daha geniş ve çeşitlenmiş bir kitle tarafından ilgi görüyor.
Ancak 2024 sonu itibarıyla kripto varlıkların küresel penetrasyon oranı hâlâ sadece %6,8. Bu da sektörün önünde ciddi bir büyüme potansiyeli olduğunu gösteriyor. Bu potansiyelin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için hepimize önemli sorumluluklar düşüyor; en önemlisi de güven inşa etmek.
5. Türkiye’de Web3 ekosisteminin gelişmesi için sizce en çok neye ihtiyaç var?
Türkiye aslında oldukça avantajlı bir noktada. Dünya genelinde en yüksek kripto adaptasyon oranlarına sahip ülkelerden biriyiz. Örneğin, sadece son dört yılda kripto varlık adaptasyonu ülkemizde %16’dan %50’nin üzerine çıktı. Bizim 2025 Kripto Varlık Kullanıcı Anketimiz de bu tabloyu doğruluyor: Katılımcıların %79’u kripto varlıkların uzun vadeli geçerliliğine güven duyduğunu söylüyor.
Ancak bu ilgiyi kalıcı ve üretken bir ekosisteme dönüştürebilmek için birkaç temel alanda gelişime ihtiyaç var. Öncelikle eğitim çok kritik. Kullanıcıların yalnızca yatırımcı değil, aynı zamanda bilinçli ve finansal okuryazarlığı yüksek birer teknoloji kullanıcısı olması gerekiyor. Anketimize katılanların %61’i üniversite ve üzeri eğitim düzeyine sahip. Bu, aslında çok büyük bir potansiyel demek. Doğru eğitim ve yönlendirme ile bu kitle, yalnızca tüketen değil; aynı zamanda Web3 dünyasında yeni çözümler üreten bireylere dönüşebilir.
Bunun yanı sıra yerli girişimlerin desteklenmesi gerekiyor. Türkiye’nin yalnızca kullanıcı pazarı değil, aynı zamanda üreten ve bu çözümleri ihraç eden bir merkez haline gelmesi için girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi şart. Biz bu alanda hem topluluk projeleriyle hem de etkinlik ve programlarla aktif rol üstleniyoruz.