EY, 2025’e giden yolda küresel satın alma dünyasını mercek altına aldı. “Global CPO 2025” araştırması, teknolojik dönüşüm, jeopolitik gerilimler ve sürdürülebilirlik baskısı arasında yön bulmaya çalışan üst düzey satın alma yöneticilerinin (CPO) karşılaştığı zorluklara ve stratejik dönüşümlere odaklanıyor. Türkiye’den de katılımcıların yer aldığı rapor, sadece tedarik süreçlerini değil geleceğin iş yapma biçimlerini de şekillendiren içgörüler sunuyor.
Satın alma liderleri dönüşümün merkezinde
EY’nin araştırmasına göre, CPO’lar pandemi sonrası dünyada yalnızca tedarik zincirlerini değil, şirketin bütün stratejik hedeflerini etkileyen kararların da parçası haline geliyor. Teknolojik yeniliklerin hızlanması, ESG standartlarının artan önemi ve jeopolitik belirsizlikler, satın alma profesyonellerini daha görünür ve etkin hale getiriyor. Bu ortamda CPO’lar sadece maliyet optimizasyonuna odaklanmakla kalmıyor aynı zamanda sürdürülebilirlik, inovasyon ve esneklik hedeflerini de stratejilerine entegre ediyor.
Yükselen riskler, değişen öncelikler
Araştırma, küresel satın alma liderlerinin en büyük endişelerini enflasyon, ticaret politikaları, değişen piyasa koşulları ve ekonomik istikrarsızlık olarak sıralıyor. Bu faktörler, tedarik zinciri stratejilerinin yeniden değerlendirilmesini ve daha güçlü risk yönetimi yaklaşımlarını zorunlu kılıyor. Aynı zamanda korumacı politikaların artması ve sanayi politikalarının güçlenmesi de şirketlerin tedarikçi yapılarında yeniden yapılanmaya gitmesini gerektiriyor. Jeopolitik gerilimlerin etkisiyle sınır ötesi operasyonlar zorlaşırken, CPO’lar daha çeşitli ve dirençli tedarik ağları kurmak durumunda kalıyor.
Uzun vadeli büyümenin anahtarı: Yetenek yatırımı
Rapor, CPO’ların %84’ünün yetenek gelişimini uzun vadeli değer yaratımı için bir öncelik olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Ancak yetenek bulma, elde tutma ve geliştirme süreçlerinde ciddi zorluklarla karşılaşıldığı belirtiliyor. Bu nedenle CPO’ların yetenek liderleriyle birlikte çalışarak güçlü bir iş gücü altyapısı kurması gerekiyor. Önümüzdeki bir yıl içinde satın alma yetkinliklerini artırmak isteyen CPO’ların benimsediği üç temel strateji öne çıkıyor: Süreçlerin daha verimli hale getirilmesi (%85), profesyonel eğitim ve gelişim programlarına yatırım yapılması (%82) ve gelişmiş teknolojilerin iş süreçlerine entegre edilmesi (%81). Ayrıca %70’i, kariyer gelişim yolları ve terfi fırsatları sunarak yetenekleri elde tutmayı hedefliyor.
Yapay zeka ve dijital araçlarla rekabet avantajı
Günümüzde CPO’ların yalnızca %36’sı üretken yapay zekayı (GenAI) etkin biçimde kullanıyor. Rapor, önümüzdeki üç yılda bu oran %80’e çıkacacağını öngörüyor. Sözleşme yönetimi (%19), dijital analiz (%17), risk ve uyum değerlendirmesi (%15) gibi süreçlerde GenAI teknolojilerinin kullanımı planlanıyor. Bununla birlikte CPO’ların odağında gelişmiş veri analitiği, robotik süreç otomasyonu, makine öğrenimi ve kullanıcı deneyimi gibi alanlar da yer alıyor. Katılımcıların %59’u teknolojik gelişim için bütçelerinin %6 ila %15 arasında olduğunu belirtiyor.
Sürdürülebilirlik stratejilerin merkezinde
CPO’ların %42’si sürdürülebilirliği, önümüzdeki yılın tedarik stratejilerindeki üç temel öncelikten biri olarak tanımlıyor. Kısa vadede maliyet, esneklik ve tedarikçi performansı gibi konular öne çıksa da %75’i uzun vadede sürdürülebilirlik odaklı adımlar atmayı planlıyor. Katılımcıların %51’i, şirketlerinin bu hedefleri gerçekleştirmek için yeterli bütçeye sahip olduğunu düşünüyor. Ancak bu bütçelerin hedeflere ne ölçüde hizmet ettiği hala sorgulanıyor.
EY’den CPO’lara beş adımlık öneri
EY’nin araştırması, CPO’ların şirketin büyümesine katkı sunmak için atabileceği beş stratejik adımı öne çıkarıyor:
- Yapay zeka destekli kategori yönetimiyle pazarda öne çıkmak,
- Otomasyon ve analitik çözümlerle verimliliği artırmak,
- Eğitim programlarıyla yetenek gelişimine yatırım yapmak,
- Sürdürülebilirlik hedeflerini tedarik stratejilerine entegre etmek,
- Tedarikçilerle güçlü iş birlikleri kurmak.
EY Türkiye Tedarik Zinciri ve Operasyonlar Danışmanlığı Lideri Arda Karaçelebi’ye göre, artık satın alma liderleri yalnızca maliyet değil, inovasyon ve veri odaklılıkla da dönüşüme yön veriyor. CPO’ların gelecekte başarılı olabilmesi için esneklik, hız ve verimliliğin ön planda olması ve bu sürecin yapay zeka ile desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.