1971 yılında ABD Başkanı Richard Nixon, doların altın karşılığına son verdiğinde müttefikleriyle hiçbir istişarede bulunmamıştı. Bretton Woods sistemi çökerken küresel ekonomi, tarifelerle dolu yeni bir döneme adım atıyordu. Bugün ise tarih benzer bir kavşağa yaklaşmış görünüyor. Grayscale raporunda, günümüz küresel ticaret gerilimlerini 1970’lerin Nixon Şoku ile kıyaslıyor ve aynı soruyu soruyor: Bu kez yatırımcılar neye tutunacak?
Tarifeler geri dönüyor, risk algısı yeniden yazılıyor
Tıpkı 1971’de olduğu gibi ABD bu kez de küresel ticaret düzenini tek taraflı kararlarla yeniden şekillendiriyor. Başkan Trump’ın uygulamaya koyduğu yeni tarifeler, piyasaları belirsizlikle baş başa bırakırken Hazine Bakanı Bessent, netleşmenin ancak üçüncü çeyrekte mümkün olabileceğini söylüyor.
Grayscale’e göre bu gelişmeler, tıpkı Nixon Şoku gibi kısa vadeli değil, önümüzdeki yılları etkileyecek yapısal sonuçlar doğurabilir. Özellikle enflasyonla büyümenin aynı anda yavaşladığı stagflasyon dönemlerinde geleneksel varlıklar darbe alırken, kıtlık temelli değer saklama araçları öne çıkıyor. Bu ortamda Bitcoin’in dijital bir “kıt varlık” olarak daha fazla portföye girmesi bekleniyor.
Nisan’ın kazananı Bitcoin oldu
Nisan ayında piyasalar sarsılırken Bitcoin istisna yarattı. ABD borsaları ortalamada %1 değer kaybetti, volatilite endeksi VIX %50’nin üzerine çıktı. Buna rağmen Bitcoin %15 artış gösterdi. Grayscale’in piyasa değeri ağırlıklı Kripto Sektörleri Endeksi ise %11 yükseldi.
Bitcoin, yalnızca fiyat hareketiyle değil sunduğu yapısal koruma vaadiyle de öne çıktı. Özellikle altın ve bazı dövizler gibi “değer koruma araçları” arasında yerini sağlamlaştırdı. Riskten korunma ihtiyacının arttığı dönemlerde bu eğilimin güçlenmesi bekleniyor.
Kriptoya kurumsal talep artıyor
Kurumsal ilgi nisan ayında da hız kesmedi. Strategy, Nisan boyunca 25 bin Bitcoin daha satın aldı. Toplam varlığı ise 50 milyar doların üzerine çıkmış durumda. Bu dolaşımdaki arzın yaklaşık %3’üne denk geliyor.
Ayrıca Tether, Bitfinex, Softbank ve Cantor Fitzgerald ortaklığında kurulan yeni şirket Twenty One Capital, 42.000 Bitcoin ile piyasaya giriş yaptı. Bu miktar, şirketi halka açık kurumlar arasında üçüncü en büyük Bitcoin sahibi konumuna getiriyor. Twenty One Capital’ın bir SPAC olan Cantor Equity Partners (CEP) aracılığıyla ise borsaya açılması bekleniyor.
Kurumsal ilginin yalnızca yatırım tarafında değil, iş modellerinde de genişlediği bir dönem yaşanıyor. Rapora göre trend belirginleşmiş durumda: Geleneksel finans şirketleri kriptoya yatırım yaparken, kripto kökenli şirketler geleneksel finans hizmetlerine yöneliyor.
Nisan ayı boyunca bu eğilimi destekleyen birçok gelişme yaşandı. Örneğin Hollanda merkezli ING Bank, kendi stablecoinini piyasaya sürmek üzere çalışmalar yürütüyor. Mastercard ise stablecoinleri ödeme altyapısına entegre etmek için yeni adımlar attı. Aynı dönemde Kraken, hisse senedi ve ETF işlemlerini platformuna ekleyeceğini duyurdu. BitGo gibi bazı kripto şirketleri ise ABD’de banka lisansı almak amacıyla resmi başvurulara başladı. Stablecoin sağlayıcısı Circle da yeni bir ödeme platformu tanıtarak geleneksel finans alanındaki varlığını güçlendirdi.
FED: “Kripto artık normal denetim kapsamında”
Nisan ayındaki bir başka kritik gelişme ise Federal Rezerv’den (FED) geldi. FED, ticari bankaların kripto ve stablecoin faaliyetlerine dair daha önce yayımladığı sınırlayıcı kılavuzu geri çekti. Artık bu tür faaliyetler, olağan denetim süreçlerinin bir parçası olarak değerlendirilecek.
Ayrıca FED Başkanı Jerome Powell, kripto sektörünün artık daha ana akım bir yere oturduğunu belirtti. Powell, ABD Kongresindeki stablecoin yasasında ilerleme olduğunu da vurguladı. Temsilciler Meclisi ve Senato’nun bazı teknik farklılıkları aşması gerekse de yasanın önümüzdeki ay içinde geçmesi olası görülüyor.
Ethereum yeniden ölçeklenmeye odaklandı
Teknik cephede en dikkat çekici gelişme Ethereum cephesindeydi. Ethereum Vakfı, Layer 1 üzerindeki işlem kapasitesini artırmaya yeniden odaklandığını duyurdu. Hedef net: Her yıl işlem kapasitesini 3 katına çıkararak uzun vadede 10.000 TPS seviyesine ulaşmak.
Bu vizyon, yalnızca teknik değil ekonomik bir anlam da taşıyor. Ethereum’un daha fazla işlem yapabilmesi, ağ ücretlerini artırarak token arzını azaltabilir ve bu da ETH fiyatı için pozitif etki yaratabilir.
Merkeziyetsiz yapay zeka yükselişte
Kripto piyasasının makro gelişmeler dışında en çok konuştuğu başlık ise yapay zeka oldu. Grayscale’e göre son 3 ayda sosyal medyada yer bulan kripto projelerinin üçte biri yapay zekayla ilgiliydi. Özellikle Bittensor (TAO) ekosistemi öne çıkıyor. 90’dan fazla aktif subnet’e sahip sistemin toplam piyasa değeri 580 milyon doları aşmış durumda.
Ayrıca Prime Intellect, 32 milyar parametreli ilk merkeziyetsiz modeli eğitmeyi başardı. Flock.io ve Alibaba Cloud iş birliğiyle geliştirilen bu model, sektörde önemli bir eşik olarak görülüyor. Bir diğer dikkat çeken gelişme de Nous Research’ün Solana üzerinde merkeziyetsiz eğitim altyapısını desteklemek için Paradigm liderliğinde 50 milyon dolar fon toplaması oldu.
Sonuç: belirsizliğe karşı sınır tanımayan alternatifler
Grayscale’in Nisan 2025 raporu, kriptonun yalnızca fiyat hareketleriyle değil yapısal bir çözüm olarak öne çıktığı bir döneme işaret ediyor. Bitcoin ve dijital varlıklar, tarifelerin, enflasyonun ve politika belirsizliğinin gölgesinde giderek daha fazla portföyde kendine yer buluyor.
Sınırsız finans, merkeziyetsizlik ve küresel erişim… Bu ilkeler yalnızca Bitcoin’e değil tüm kripto varlıklara güç veriyor. Ve görünüşe göre dönüşen dünyada sabit kalan birkaç noktadan biri, artık bu sistemin içinde yer alıyor.